~~ Zaman Bedduayı Değil Duayı Öne Çıkarma Zamanı
Diyarbakır STK’ları olarak 17 Aralık günü yapılan yolsuzluk operasyonu üzerinden Türkiye’de bir kaos ortamı oluşturulmak istendiğini açıkça görmekteyiz. Milletimiz son yıllarda vesayetçi zihniyeti tasfiye etmek ve meşru iradesini devlete hakim kılmak yoğun bir çaba sarf etmiştir.
Yıllardır kangren hale gelmiş ve sorunlar yumağı şekline dönüşmüş, kimsenin çözüm için cesaret adımını atamadığı bir dönemde milletin iradesini hakim kılma bağlamında çok olumlu ve güzel gelişmeler olmuştur. Bu süreci baltalamaya yönelik içi ve dış mihraklar yeni bir tezgah peşindedirler.
Bizler sivil toplum kuruluşları olarak küresel operasyon ve yolsuzlukla mücadelenin kararlılıkla devam etmesi, ülkemizin yakalamış olduğu huzur ortamının ve ekonomik istikrarın bozulmaması için küresel operasyona karşı konulmalıdır. Birlik ve beraberliğimize yönelik her türlü iç ve dış girişimin bertaraf edilmesi için milletçe kenetlenmenin şart olduğu bir zaman dilimini yaşıyoruz.
Son günlerde yaşadıklarımız; büyüklenmeden büyümeye, emperyalizmin sınırları genişletme arzusuna kapılmadan gelişmeye odaklanmış ve bunu başarmış Türkiye’den, sömürü düzenini te’sis eden küresel aktörlerin duyduğu rahatsızlığın tezahürüdür.
Türkiye, milleti ve devletiyle, ekonomik büyüme hedefinin daha büyük operasyonları, gelişme kararlılığının sinsi diplomatik oyunları tetikleyeceğini öngörecek tarihi ve siyasi birikime fazlasıyla sahiptir. Bu bağlamda en büyük hata, yaşadıklarımız ve yaşatılmak istenenler karşısında el birliğiyle inşa etmeye çalıştığımız yeni devlet aklının ve kadim millet idrakinin şaşkınlığa düşmesi olur.
Ne yapılanlara ne de yapılanların içerideki ve dışarıdaki uzantılarının kimliklerine şaşırmamak gerekir.Dün, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laik-Dindar üzerinden başaramadıklarını yeni ayrışmalar, yeni kamplaşmalar üzerinden deneyebileceklerini de unutmamak gerekir.Şu anda halkı beş günde 40 milyar dolar zarara uğratan iç ve dış mihrakların tertiplediği kirli oyunlar ile paralel devlet anlayışıyla buna çanak tutanlar millet ve devlet kavramına zarar vermektedirler.
Türkiye’nin demokratikleşme, özgürleşme, sivilleşme ve ekonomik gelişme alanlarındaki kazanımlarında paydaş sıfatıyla büyük emeği ve payı bulunan STK’lar olarak, ne uluslararası operasyonların ne de uluslararası tezgâhın dönmesine katkı sağlayan sınır içindeki operasyonların bütün milletle birlikte harcadığımız emeği anlamsızlaştırmasına ve bu emeğin ürünü olan kazanımları yok etmesine izin vermeyeceğiz. Birbirimizi ve birlikteliğimizi sorgulamakla uğraşıp küresel operasyona yem olmayacağız, aksine birlikte olmaya devam ederek kazanacağız ve Büyük Türkiye’ye doğru hızla yol alacağız.
Bütün yönleriyle açık bir darbe olan 28 Şubat darbesi ile ilgili başlatılan yargılamalar kapsamında kademeli biçimde gerçekleşen tahliyelerle bu davada tutuklu yargılanan kimsenin kalmaması da aynı yargı garabetinin ve hukuksuzluğun bir
sonucudur. Son olarak aralarında Çevik Bir’in de bulunduğu 5 tutuklu sanığın da salıverilmesi, ülkeyi bin yıl boyunca içinden çıkılmaz bir hale sokması hedeflenen bir cürümün adeta yargı eliyle aklanması anlamına gelmektedir. Hükümet deviren, toplumun üzerinden panzer gibi geçen, sayısız yolsuzluğa yol açan, topluma düşmanlık eden 28 Şubat darbecilerinin ödüllendirilircesine salıverilmesini sağlayanların bu yolla siyaseti çıkmaza sürüklemeyi, mevcut iktidarla girişilen hesaplaşma nedeniyle iktidara had bildirmeyi amaçladıkları yorumlarını güçlendirmektedir. Bu yönüyle Balbay’ı serbest bırakıp BDP’li vekilleri haksızca içerde tutmak benzer bir hesaplaşmanın çözüm süreci üzerinden derinleştiği şeklinde bir algıyı beslemektedir.
Kırılgan fiili bir zeminde ilerleyen çözüm sürecinin zarar görmesi, akamete uğraması için pusuda bekleyenlerin, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmeye, çözüme olan inancı zayıflatmaya yönelik her türlü provokasyonu işlemeye hazır olduklarını defalarca gördük. Gerek yargı eliyle, gerek muhtelif siyasal manevralarla gerekse de militarist yöntemlerle çözüm süreçleri her defasında sabote edilmiştir. 28 Şubat darbecilerinin,Ergenekoncuların,Haberal, Mustafa Balbay gibi hükümeti devirme suçundan ceza alan birinin serbest kalıp BDP’li beş Milletvekilinin halen hukuksuzca içerde tutulması da en başta barış sürecine zarar verir.
Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bu fiili haksızlığın giderilmesi için yapılan çağrılar da maalesef karşılıksız kalmaktadır. BDP’li vekillerin akıbeti, Balbay’ın ve 28 Şubat darbecilerinin serbest kalması ile iyice kirlenen yargının insafına ve adaletine terk edilmemelidir. Başta hükümet olmak üzere bu durumdan rahatsız olan siyasiler derhal yasal bir değişiklikle bu mağduriyeti giderme yoluna gitmelidirler.
İtaat ve bağlılık kültürünü önemseyen, bu süreçte halkın birliği ve bütünlüğünü İslam kardeşliğini görmezlikten gelerek, halkın büyük bir kesimin desteğini alarak iktidar olan Hükümete adeta isyan bayrağını açan yaklaşımı doğru bulmuyoruz.
STK’lar olarak çabamız ve bütün Türkiye’ye çağrımız;
Ortak geçmişimizin, ortak anlarımızın ve ortak geleceğimizin mekanı vatanımızı/devletimizi, birliğimizin simgesi bayrağımızı ve eşit vatandaşlık temelli kardeşliğimizi kendisi için büyük risk gören küresel çetenin hedefi “Türkiye” olan operasyonunu bertaraf etmek, onlara insanı ve insan onurunu esas alan yeni Türkiye’yi birlikte inşa etmekle sonuçlanacak karşı operasyonla cevap vermektir.
Başarmak için, ‘Masumiyet’ ve ‘Mensubiyet’ karineleri üzerinden birbirimizle çatışmak yerine bizi biz yapan ve bizim için kaybetmeyi ihtimal olmaktan çıkaracak ‘Kadim Medeniyet’ ve ‘Yüksek Mesuliyet’ kavramlarında buluşmak; demokratik, özgürlükçü, sivil ve 76 milyonu kucaklayan Yeni Anayasa yapmak yeterli olacaktır. İşte o zaman, sadece mevcut operasyon son bulmayacak, gelecekte millete ve devlete yönelik operasyon yapma ihtimali de ortadan kalkacaktır.
İnanıyoruz ki, birlikte mücadele edersek, sadece Türkiye’yi hedef alan küresel operasyonu değil, bütün dünyayı hedef almış küresel sömürü düzenini de sona erdiririz
Ak Parti Hükümetinden önceki hükümetlerin ve özelikle 28 Şubat sürecindeki Müslüman halkımızın çektiği elem ve ızdıraplar için hükümetler nezdinde sus-pus olan adeta dut yemiş bülbüle dönen bu iç ve dış mihraklar bu günlerde Türkiye halkına yapılan operasyonlar hususunda aslan kesilmesi halkımızın gözünden kaçmamaktadır.
Tıpkı gezi olaylarında masumane bir şekilde ağaç kesimini protesto amaçlı ortaya konan bir hareketin daha sonra fitne ve şer odakları ile iç ve dış mihrakların desteği ile adeta halkın milli iradesine isyana dönüşmesinde olduğu gibi son günlerde yaşananlar konusunda da aynı endişeyi taşıyoruz.
Tarih boyunca halkın iradesine yönelik yapılan tüm kirli oyunlar ve komplolar akamete uğramış, halkın özgür iradesi karşısında tutunamamış, milletin şamarı ile bertaraf olmuşlardır. Unutulmamalıdır ki; Hakkın ve halkın yanında olan her zaman üstün olacak, zalim ve despotların yanında olanlarda daima kaybetmeye mahkûm olacaktır.
Bizler Sivil Toplum Kuruluşların temsilcileri olarak Türkiye halkının menfaatlerini hiçe sayan iç ve dış mihraklar hükümet ve başbakan üzerinden oluşturulmak istenen kaos ve fitne ortamının toplumumuzun selameti ve kardeşliğimizin tesis için büyük bir tehlike olarak görüyoruz.İkinci gezi vakası olarak ta adlandırılabilecek organize olaylar zincirinin farkındayız.Şimdi imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz”.diyenleri hayal kırıklığına uğratmak için birlik ve beraberliği büyütmeye, kardeşlik iklimini tesis ve tahkim etmeye, duygularımızın aklımızı perdelemesine fırsat vermemeye,birbirimiz için bedduayı değil,duayı öne çıkarmaya davet ediyoruz.
Yüce Allah; Hakkın ve haklının yanında olanların da yardımcısı olsun.
Allah yar ve yardımcımız olsun. Yunus MEMİŞ
STK’lar Adına
DESTEKLEYEN 37 SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
A.Geylani Vakfı, Ay Der,Bayındır Memur SEN, Bem-Bir SEN,Birlik Haber SEN, Büro Memur SEN, Can Suyu, Dider, Dicle Fırat Grubu, Din-Bir-Der, DES ,Din-Bir SEN, Diyarbakır İnsani Yardım Derneği, Emekli Bir Sen,Eğitim-Bir SEN, Enerji-Bir SEN,Hayat Der,İhvan Der,İlim Yayma Cemiyeti, İmam Hatip Yrd.ve Day. İmam HATİP Der, Derneği, İHH, İnsan ve Erdem Hareketi, Kültür Memur SEN, Memur-Sen,Musiad, Öğ-Der, Sağlık SEN, Sağlık der,Sek-der, Şefkat Der,Tesep Toç Bir SEN, Ulaştırma Memur SEN, Şehit Ali Haydar Bengi Der. Gönül Köprüsü. Bil Der.